İletişim

Kahramanlar Cad., No. 4 Havva Bulutoğulları Sokak, Ticaret Merkezi, Haspolat – Lefkoşa

2050'de zengin olacak 15 ülke

2050 Yılında En Zengin Olacak 15 Ülke

Küreselleşme, internet ve teknolojinin yükselişi ve çeşitli sosyo-ekonomik güçler sayesinde dünya eşi görülmemiş bir oranda değişime gider ve 2050 yılında en zengin olacak 15 ülke şimdiden öngörülebilir.

Gelişmiş ülkeler en zengin ülkeler olmak için savaşırken ve gelişmekte olan ülkeler saflara katılmayı hedeflerken, siyasi ve ekonomik manzaralar sürekli hareket halindedir.

Peki, 2050’de dünyanın ekonomik manzarası nasıl görünüyor? Hiç kimse geleceği söyleyemez, ancak ekonomik analistler ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışırlar. Kişi başına düşen GSYİH, işsizlik oranları, siyasi sistemler ve gelecekte hangi ülkenin en zengin olacağını tahmin ederken devreye giren çeşitli diğer faktörler incelenir.

Kanada

Kanada’nın da 2050’de dünyanın en zengin ülkeleri arasında olması beklenir. Ekonomileri yıllar içinde istikrarlı bir şekilde büyüdü ve ekonomistler tarafından dünyanın en istikrarlı ve en güçlü bankacılık sistemlerinden birine sahip olarak kabul eder. Bunu Kanada’daki petrol gibi doğal kaynakların miktarıyla birleştirince doğru bir analiz ortaya çıkar.

Bununla beraber analistler, Rusya’nın 2050’de Avustralya ve Arjantin’i geçerek en zengin 15. ülke olacağını tahmin ederler.

Ülkenin şu anda karşı karşıya olduğu ekonomik ve siyasi çalkantılara rağmen analistler, Rusya’nın uzun vadede listenin üst sıralarında yer alacağını düşünürler. Rusya, petrol ve doğal gaz gibi birçok doğal kaynakla dolu ve listede yer almalarına yardımcı olacak geniş bir ülkedir.

Fransa

Fransa listede bir yer kazansa da, diğer ülkeler onları geçerken aslında birkaç sıra aşağı düşecektir. Son birkaç yıl ekonomik büyüme açısından nispeten durgun olsa da, ekonomistler Fransa’nın önümüzdeki yıllarda hız kazanmasını beklerler.

Bunun yanında İspanya’nın şu anda karşı karşıya olduğu büyük ve yakın tarihli ekonomik sorunlara rağmen, aynı zamanda dünyanın en zengin ülkelerinden biri olarak kabul edilir.

İspanya kesinlikle ekonomik sıkıntılarının sonunda ve ekonomilerinin yıllar içinde toparlanması beklenen bir durumdur. Ekonomistler, kişi başına düşen GSYİH’nın önümüzdeki yıllarda %3 oranında artacağını ve bunun da onlara açıkça yardımcı olacağını tahmin etmekteler.

Türkiye

Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda en fazla ekonomik büyümeyi görmesi ve durma belirtisi göstermemesi beklenir. Doğurganlık oranları oldukça yüksektir ve bu da güçlü bir işgücüne katkıda bulunmaya yardımcı olacaktır ve kişi başına düşen GSYİH son on yılda neredeyse üç katına çıkmıştır. Yabancı yatırımlar da yıllar içinde katlanarak artmış ve 2008 ekonomik krizinden gerçekten etkilenmeyen birkaç ülkeden biri olmuştur.

Güney Kore

Güney Kore, güçlü bir iş gücüne ve teknoloji endüstrisinde iyi bir yere sahip olan son derece çalışkan bir ülkedir. Samsung, LG ve 2050 yılına kadar potansiyel olarak dünyanın en zengin 13. ülkesi olmalarına yardımcı olacak birçok büyük şirkete ev sahipliği yapar.

Güney Kore’nin yanı sıra İtalya şu anda dünyanın en zengin ülkelerinden biridir ancak aslında listede birkaç sıra düşmesi beklenir. İtalya, Avrupa Birliği’ndeki en yavaş büyüyen ekonomilerden birine sahip ve ekonomileri 16 yılda sadece %4 oranında büyümüştür.

Meksika

Meksika ekonomisinin, eğitim, işgücü, finans ve enerji alanlarındaki istihdam ve reformlardaki artış nedeniyle önümüzdeki yıllarda hızla büyümesi beklenen bir durumdur. Listede yer almasına rağmen, Meksika’daki servet dağılımının orantısız olması, küçük ama zengin bir üst sınıfın lehine olması öngörülür.

Meksika’nın yanı sıra yıllar içinde birçok ekonomik gerileme görmesine rağmen, Brezilya tekrar tekrar hızla toparlanabileceğini kanıtlamıştır. Analistler, ülke daha fazla refah yaşadıkça ekonomilerinde yıllar içinde istikrarlı bir artış öngörürler. Ancak Meksika gibi, servetin vatandaşları arasında eşit olarak dağılmaması da beklenen bir durumdur.

Birleşik Krallık

Sanayi devrimi İngilizler tarafından başlatılmış ve o zamandan beri (ve hatta daha önce) Birleşik Krallık güçlü bir ekonomiye sahip olmuştur. Dünyanın ve AB’nin en zengin ülkelerinden biridir ve hala 2050’nin en zenginlerinden biri olacakları tahmin edilir. İngiltere’de her zaman güçlü bir bankacılık sistemi bulunmuştur.

Almanya

Almanya, şu anda Avrupa’nın en zengin ülkesi olduğu için AB’yi bir arada tutan tek ülkedir. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Alman ekonomisi tamamen harap olmuş, ancak 1930’larda yeniden toparlanmıştır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra altyapıları ve ekonomileri yok edilmiştir.

Yine geri dönüp dünyanın en zengin ülkelerinden biri olmayı başarmışlardır. Almanya güçlü bir bankacılık sistemine, kendini adamış ve güçlü bir iş gücüne sahiptir ve mühendislik, endüstri ve bilim dünyalarında liderdir. Bu nedenle, 2050’ye kadar son derece zengin olmaya devam etmeleri şaşırtıcı bir durum değildir.

Japonya

Japonya şu anda artan yaşlı birey nüfusu nedeniyle bazı zor sorunlar yaşar. Yine de, geçmişte birçok ekonomik krizin üstesinden gelebildiklerini göstermiş olan son derece çalışkan bir millettir. Mevcut tüm sorunlarına rağmen, Japonya birçok güçlü işletmeye ev sahipliği yapar ve yıllar içinde yeniden toparlanmaları beklenen bir durumdur. Ayrıca inanılmaz derecede esnek ve çalışkan bir iş gücüne sahiplerdir.

Japonya’nın yanı sıra bu listede olması beklenen bir diğer ülke Hindistan’dır. Hindistan ekonomisi son yıllarda yükselmiş ve yakın zamanda duracağına dair hiçbir işaret göstermemektedir.

Nüfusları, onlara büyük ve güçlü bir işgücü sağlayan tutarlı bir oranda büyüme gösterir. Ülke, yıllar içinde iş ve sanayide üstün bir büyüme görmüş ve şu anda en hızlı büyüyen ekonomilerden biri haline gelmiştir.

Amerika Birleşik Devletleri

Amerika Birleşik Devletleri bir süredir kilometrelerce en güçlü ve en zengin ülke olarak hüküm sürmeye devam eder ve bunun önümüzdeki yıllarda zirve yapması beklenir. Ekonomik büyümenin gelecekte yavaşlaması ve aynı seviyeye gelmesi beklenen bir şeydir. Ancak yine de uzun vadede en zengin ülkelerden biri olacakları ön görülür.

Çin

Çin’in çeşitli faktörler nedeniyle 2050 yılına kadar gezegendeki en zengin ulus olacağı tahmin edilir. Şu anda en zengin ikinci ülke konumundalar, ancak ekonomileri büyüme açısından herhangi bir yavaşlama belirtisi göstermez. Eşsiz işgücü olağan dışı bir şekilde büyüktür ve her şey Çin’de yapıldığı için üretim açısından lider olmaya devam etmektedirler.

Ekonomistler ayrıca Çin’in Hong Kong ve Makao’yu 2050’de dünyanın en zengin ulusu olmalarına yardımcı olacak ekonomilerine katacağını tahmin eder. Aynı zamanda dünyanın en kalabalık ülkesi olması Çin’in insan gücünün fazla olması anlamına da gelir. Dünyada üretilen birçok malın Çin menşeili olmasından ötürü fabrika gibi yüksek ölçekli işlemlerde öncü olduğunu da gösterir.

Çin sadece ekonomik büyüme değil, aynı zamanda kültür bakımında da kendisini büyütmeyi amaçlamıştır.

Çin ülkesinin başkentinden dünyaya yayılan birçok farklı kültür faaliyeti olduğu görülebilir. Hem ekonomik hem de kültür faaliyetleri açısından yapılacak olan her türlü yatırım Çin’de kazanç sağlanmasına neden olur. Ekonomistlerin tahminlerine göre Çin ülkesi 2050 senesinde dünyanın tekelini elinde bulunduran en güçlü ülke konumunda olacaktır. Bu durum da Amerika ile aralarındaki gerilimin temel nedenleri arasında yer alır.

2050 yılında bu ülkelerin her biri geniş çaplı dünya ülkeleri haline gelmeyi hedefler. Bunların arasında yer alan Türkiye’ye bağlı Kıbrıs da büyüyen ekonomisi ile göz doldurur. Bir çok yatırımcının dikkatini çeken bu bölgede özellikle emlak piyasası oldukça canlıdır. Hem bireysel hem de kurumsal kimlikte bir çok yatırım işleminin bölgede sürekli artarak devam ettiği söylenebilir.

One comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir